Aile oluyorsunuz. Belki kadın için sabah erkenden kalkıp sobayı yakmak, çayı demlemek zor geliyordur. O sıcacık yataktan kalkıp ama her sabah bıkmadan usanmadan ayını işi yapmak hiç şikayet etmeden, hiç sitemde bulunmadan…Ne güzel değilmi? İçinden gelerek yapmak yarın öbürgün bir tartışma anında başa kakılmadan yapmak..Bana sorarsanız mutluluk böyle küçük ayrıntılarda gizlidir. AİLEYİ AİLE YAPAN ÖMÜR BOYU BİRARADA TUTAN işte bu ufacıcık sevgi selidir.
Hava soğuk ..Şarkının dediği gibi ayazmı ayaz..Kimsenin sıcak yatağından kalkıp işe gidesi gelmiyor. İşe gitmek insana ne zaman zor gelir? Soğuk buz gibi bir odadan kalkıp işe gitmek zor gelir. Kalkıp gitsende işe gidene kadar iliklerin hep üşüyecek, hiç ısınmayacak. İşe geldiğinde bile ısınamayacaksın. Elini attığın her şey buz gibi. Bazen işten bile soğuyorsun. Nereden buldum ben bu işi, yokmuydu başka yapacak iş v.s. O zaman sabah sıcacık odadan uyanmak gerekir. Evde mutluluğun anahtarı, işte mutluluk ve başarının anahtarı sabahları sıcak bir odada uyanmaktan geçer. Bu odada her şey sıcak..Öncelikle oda sıcak. Üşümeden pijmalarla gezip kahvaltı yapabilirsin. Odanın sahibi sıcak. O sevecen güleç yüzüyle “ günaydın canım “ diyen kadın sımsıcak. Ne Allah verdiyse sofrada var. Çaydanlık sıcak, çaydanlık sıcak olunca içindeki çay’da sıcak. O saatte seninle birlikte kahvaltı yapan kadının yüzündeki tebbesüm sıcak. Kahvaltıyı yaptıktan sonra , giymen için ceketini tutan , kapıdan çıkarken seni yalnızlığa mahkum etmeyen kadının “hayırlı işler canım “ deyişi sımsıcak. İnanın dışarıda kar yağsa tufan götürse,ayaz bıçak gibi kesse ..Üşümezsiniz. Evden çıkarken kanınızın her damlasına işleyen sıcaklık size gün boyu yeter. Zevkle ,neşeyle üşümeden işe başlarsınız. İşinizin ne kadar güzel olduğunu ve işinizi ne kadar çok sevdiğinizin farkına varırsınız.Önünüzdeki bütün yollar açıktır. İş yerinde çevrilen ayağınızı kaydırmak için yapılan alavere,dalavere’ler de sizi yıldırmaz.
Sabah kahvaltısı yapmazdım. Ya köşedeki pastaneden bir simit bazen iki poğça alır iş yerinde çayla onu içerdim. Ya da kahveye oturur kahvecinin saat beşte demlediği katranımsı çayı demli diye içerdim. Poğçaların, açmaların üzeri vıcık vıcık yağ..Neyağı ise belli değil. Ya bir arkadaşla yada yalnız karbonatlı çayı içer, yarım saat sonrada midem ağırmaya başlardı. O ne olduğu belirsiz yağlara , o karbonat’lı çaylara çok bile dayandı zavallı midem…
Saat çalınca kalkar, elimi yüzümü yıkar giyinmeye başlarım. Hanımla aynı yatakta yatıyoruz ama o cayır cayır çalan saati hiç duymazdı. Mışıl mışıl uyumaya devam ederdi. Bazen hangi gömleği giyicem diye sorduğumda ammaaann bunu için uyandırılırmı al ordan bi tane giy der uyumaya devam ederdi. Hiç merek etmezdi bu adam ne giyiyor,ne yiyor , işemi gidiyor işe gidiyorum diye başka yerleremi gidiyor diye hiç merak etmezdi. Sadece uyuyordu. Onun için bazen iyiki işim var iyiki işe gidiyorum diye dua ettiğim günler çoğunluktaydı. Neden acaba ?
Ben hep yalnız gittim işe. İŞE ELBETTEKİ YALNIZ GİDİLİR DİYECEKSİNİZ. Yanılıyorsunuz işe yalnız gidilmez, canınız sıkılır , moraliniz bozulur ,zaman geçmez. İşe yalnız gitmek doğru değil. İşe giderken yanızda aklınızda kalbinizde birileri olacak. Eşiniz çocuklarınız aileniz olacak. Yalnız giderseniz yanlış yollara saparsınız. Yanlış yollara sapanların yüzde 99’ u sabah işine, işyerine yalnız giden insanlardır. Kim ne derse desin bu böyledir. Gülümseyen bir çift gözün sıcaklığını damarlarınıza kadar hissedeceksiniz. Günaydın babacığım diyen ışıl ışıl bir yüzün görüntüsünü aklınızın en ücra köşesine kadar kazıyacaksınız. Bir yanda gülümseyen bir yüz diğer yanda gülümseyen bir çift göz..Siz hiçbir zaman yalnız kalmazsınız. Yolunuz açık işiniz rast gider. Gün boyu şeytan uğramaz yanınıza. Şeytan işe yalnız giden insanların yanında olur. Çünki onlar sabah evden çıkarken yanlarına hiçbir şey almadılar. İki poğça bir simit’ten başka……
0 yorum